Atla
Muzipo Kids Psikologları - Koronavirüs ile İlgili Sorularınızı Yanıtlıyor - Muzipo Kids Kurumsal

Muzipo Kids Psikologları - Koronavirüs ile İlgili Sorularınızı Yanıtlıyor

Muzipo Kids Kurum Psikologu Sena Karaduman, tüm dünyada yaşanan Korovirüs COVID-19 olarak bilinen salgın nedeni ile özellikle ebeveynlerin merak ettiği soruları cevaplıyor. Siz de yorumlara sorularınızı yazabilir, Muzipo Kids Kurum Psikologuna iletebilirsiniz.

1- Nisa'nın Annesi sordu: Covid-19 çocuklara nasıl anlatılabilir?

Küçük çocuklar bakteri, mikrop, virüs gibi görmedikleri canlıları anlamak ve anlamlandırmakta zorlanabilirler. Bunlar hakkında anlayacakları bir dilde bilgi verin ama her mikroorganizmanın zararlı olmadığını, hatta vücudumuz için yararlı birçok mikroorganizmanın olduğunu da belirtin. Çocuklarımız bunları öğrendikten sonra uygun hijyen kuralları anlatılmalıdır.

Çocuklarda kaygıyı en çok arttırabilecek şeylerden birisi belirsizliktir. Belirsizlik olduğunda boşlukları kendi zihninde olabilecek en kötü senaryolarla doldurabilir. Küçük çocuklar bazı gelişme ve haberleri yanlış anlayabilirler; mesela sokağa çıkma yasağı olursa yemeksiz kalabiliriz, her hastalanan kişide hastalık ağır seyreder, bu hastalığa yakalanan herkes ölür veya yoğun bakımda tüplere bağlanır gibi çıkarımlarda bulunup endişelenebilirler. Onların ne bildiğini ve düşündüğünü öğrenip onlara doğru bilgiyi aktarmalıyız. Çocuklarımızın bizimle rahatça konuşabileceklerini, soru sorabileceklerini bilmelerini sağlamalı ve rahat bir sohbet ortamı sunmalıyız. Ayrıca istemedikleri ve hazır hissetmedikleri sürece konuşmaya da zorlamamalıyız. Altı yaşından küçük çocukların durum konusunda zaten bilgileri yoksa özellikle konuyu açıp bilgilendirmek gereksiz kaygılanmalarına neden olabilir.

Bu süreçte arkadaşları ile görüşememelerini özellikle benmerkezcil düşünen küçük yaş grubu çocukları kendi kabahatlerine yorabilirler. Bu konuda açık ve net bir bilgilendirme yapılmalıdır.

Bu rahatsızlığın ortaya çıkışı, bu hastalığa yakalananlar, yaşlılar için uygun olmayan, suçlayıcı, damgalayıcı, toplumu kutuplaştırmaya iten, küçükleri korkutan ifadeler çocukların yanında asla kullanılmamalıdır. Bu rahatsızlığa yakalanmanın kimsenin suçu olmadığı, kimsenin isteyerek bu hastalığa yakalanmadığı, saklanması veya utanılması gereken bir durum olmadığı mesajı çocuklara verilmeli. Hastaların veya yaşlıların neden ayrı tutulduğu konusunda bilimsel, doğru, yaşına uygun bilgiler çocuklara verilmelidir

2- Emre'nin Annesi Sordu: Yaşadığımız bu dönemde korkmak, kaygılanmak normal midir?

Kaygılanmak ve korkmak son derece insani duygulardır ve bu duygular abartılı ve sürekli olmadığı zamanlarda hastalık düzeyinde yaşanmayabilir. Fakat küçük çocuklar bilişsel gelişim düzeyleri ve kısıtlı tıbbi bilgileri nedeni ile hastalıkları, salgınları ya da virüs gibi konuları anlamakta ve adlandırmakta zorlanabilirler. Gerçekçi olmayan bakış açısıyla kaygı uyandıran değerlendirmeler yapabilirler.

Özellikle ailelerin bu süreçte aşırı kaygılı, korkutucu, aşırı titiz, koruyucu kollayıcı yaklaşımları olabilmektedir. Anne babaların abartılı panik hissi, çocukların ve gençlerin ruh sağlığını olumsuz etkileyebilir. Aslında tüm dünyada aynı anda yaşanan bu olağan dışı durumda, bu tarz duyguların yaşanması, istenmeyen düşüncelerin akla gelmesi ve rutin davranışların değişmesi de şaşırtıcı değildir.

Kaygılı ve korkulu olmanın çok doğal hatta şu dönemde gerekli ve işlevsel olduğunu kabul etmek durumundayız. Çünkü bu duygular olumsuz olsa da bizim önlem almamızı, gerekeni yapmamızı sağlıyor. Bu durum ile ilgili kaygı ve korku hiç olmasa insanlar hiçbir önlem almazlardı. Çocuklara da kaygı ve korkunun, hastalıkla ilgili olumsuz düşünce ve öngörülerin, bizi korumak için böyle zamanlarda önlem almamızı sağlamaya çalışan beynimiz tarafından üretildiğini, beynimizin işinin bizi korumak için düşünce ve duygular üretmek olduğunu onların anlayabileceği dilde anlatabiliriz. Ancak kaygı ve korku abartılı olursa insanların ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediği gibi kişinin doğru, etkili ve zamanında tepki vermesini zorlaştırabilir. Tıpkı donup kalmak ve kitlenmek gibi. Hâlbuki kabul edilebilir düzeyde bir kaygı ve korku “ne yapılabileceği” üzerinde karar vermeyi kolaylaştırabilir.

3- Nilay Aydın Sordu: Çocuğumun kaygılarıyla baş etmesine nasıl yardımcı olabilirim?

Her çocuğun kaygı düzeyi ve stresle baş etme becerileri birbirinden farklı olduğundan bazı çocuklar sürekli salgın hakkında konuşmak ve detaylandırmak isteyebilir, bazıları ise hiçbir şey yokmuş gibi davranmayı tercih edebilir. Sürekli korona virüs hakkında konuşmak isteyen çocuklarla bir süre bu konuyu konuşarak daha sonra dikkatini dağıtmak gerekirken, hastalığı ve korunmak için yapmamız gerekenleri duymak istemeyen çocuklara birlikte oyun oynarken veya bir aktivite sırasında bilgi vermek gerekebilir. Özellikle el yıkama gibi korunma becerilerini çocukla birlikte yürüterek hem doğru bir biçimde hastalıktan korunma önlemlerini onlara anlatabiliriz hem de korkularıyla daha iyi baş etmesine yardımcı olabiliriz. Ama el yıkaması ve hijyen ile ilgili olarak bilimsel olmayan abartılı tutumlar takınılması çocuklarda (özellikle kaygılı, mükemmeliyetçi, fazla titiz, sağlık ile ilgili daha fazla kaygıları olan, yoğun olarak anne-babalarını kaybetme korkusu olan, obsesif, aşırı sorumluluk hissi olan çocuk ve ergenlerde) takıntı, saplantı, zorlantı, abartılı temizlik, bulaş ile ilgili bulguları tetikleyebilir ve obsesif kompülsif bozukluk gelişmesine yol açabilir. Bu durum önemsenmeli ve profesyonel yardım arayışı içine girilmelidir.

KAYGI İLE BAŞ ETMEDE ÇOCUĞUNUZLA UYGULAYABİLECEĞİNİZ FARKINDALIK EGZERSİZLERİ

1- Beş duyuyu kapsayan farkındalık egzersizleri

• Çiçek koklamak,

• Yumuşak kumaşlara dokunmak,

• Oyuncak ayıya dokunmak,

• Kedi sevmek,

• Ağızda kuru meyve, çikolata eritmek

• Stres topu kullanmak

• 5 tane görünen, 4 tane dokunulan, 3 tane işitilen, 2 tane koklanan, 1 tane tadılan eşyayı hatırlamak, söylemek veya yazmak.

2- Ev içinde nefes egzersizi

Tam 5 adım atarken (yürürken) bir kez derin ve yavaş nefes alınmalı, 5 adımda nefes tutulmalı, 5 adımda nefes yavaş yavaş verilmeli, bunun 5 ile 10 kez tekrarlanması.

3- Ev içinde uygulanabilecek diğer gevşeme egzersizleri

• Sakin ve sessiz bir yerde oturarak nefes alıp vermeye odaklanmak ilk uygulanacak egzersizlerden biridir. Zil gibi sesli bir uyaran kullanarak egzersizi başlatmak ve bitirmek dikkatin odaklanmasını kolaylaştırır.

• Yatağında veya yerde uzanıp, nefes alıp verirken karnının üzerine bir kitap veya sevdiği bir oyuncağı koyup, karnını şişirdikçe kitabın yükselip, alçaldığını görebilir.

• Karnının içinde bir balon ya da deniz topu olduğunu hayal etmesi istenir. Her nefes aldığında bu top veya balonun şiştiğini ve her nefes verdiğinde söndüğünü hayal etmesi istenebilir.

4- Erhan Özhan Sordu: Bu dönemi ev içinde ailece nasıl değerlendirebiliriz?

Ailece yapılacak aktiviteler ruh sağlığımızı korumak için çok yararlı olabilir. Anne babayla oyun oynamak, resim yapmak, kitap okumak, spor yapmak, hikayeler anlatmak, birlikte eğlenceli bir film izlemek, sohbet etmek ya da birlikte yemek hazırlamak gibi aktiviteler çocuklarımızın kaygıdan uzak kalmasına ve anı yaşamalarına yardımcı olabilir. Aile birlikteliğinizin verdiği güven ve aidiyet duygusunu pekiştirmek önemlidir.

Unutulmamalıdır ki bir çocuk veya erişkin için “kendini faydalı hissetmek” ya da “bir şeyi başarabilme duygusu” en önemli ruhsal desteklerdir. Sabah akşam yüzlerce kaynaktan haber takip etmektense çocuklarımızla birlikte kaliteli vakit geçirmek çocuklarımızı olduğu kadar anne babaları da bir nebze olsun rahatlatacaktır.

Özellikle “özel saat uygulaması” ile çocuklarla ebeveynin çocuğun yönlendirdiği bir oyun (20-30 dakika) oynamaları çok yararlı olabilir. Bu yaklaşımda çocuğun yönlendirdiği oyuna katılan ebeveynin aklında iş veya ev işleri ile ilgili hiçbir şey olmamalıdır. Özel zaman, çocuğun kaygı ve korkularını ifade etmesini sağlayabilir, ayrıca ebeveyn-çocuk ilişkisini güçlendirebilir.

Akşam yemeği birlikte yenmelidir. Böylece akşam yemeği bir iletişim etkileşim aracı haline dönüştürülmelidir. Bu sırada televizyon açık olmamalı, kimsenin önünde tablet-telefon olmamalıdır.

Evde herkesin katıldığı, televizyon ve teknolojik materyallerin açık olmadığı kitap okuma saatleri düzenlenebilir. Gene birlikte kutu oyunları, adam asmaca, isim-bitki-hayvan, kelime oyunları, sessiz sinema…gibi oyunlar oynanabilir.

Ailece egzersiz yapmak eve kapandığımız günlerde hem ruh sağlığı hem de hareketsiz kalınılan bu dönemde beden sağlığına olumlu katkıda (obeziteyi önleme) bulunacaktır.

5- Şebnem Demir sordu: Çocukların bu zor dönemi en az zararla atlatabilmesi anne-babanın ruh sağlığıyla yakından ilişkili midir?

Çocukların bu zor dönemi en az zararla atlatabilmesi anne babanın ruh sağlıyla yakından ilişkilidir. Evde panik halinde ne yaptığını bilmez şekilde hareket eden anne babaların çocuklarına da kaygı bulaştırması kaçınılmazdır. Kendi kaygı durumumuzu kontrol etmenin gerekli olduğu bilinmekle birlikte bunu gerçekleştirmek söylendiği kadar kolay olmayabilir; ama imkansız da değildir.

Yetişkinler olarak çocuklarınıza çok çeşitli konularda rol model olabilirsiniz. Kişisel öz-bakımınıza dikkat ederek, düzenli beslenmeye ve uyumaya özen göstererek, günlük rutin işlerinizi devam ettirerek, yetkililerden gelen koronavirüsten korunma ile ilgili uyarıları dikkate alarak, çocuklarınızın önünde yaşadığınız kaygıyı sürekli konuşmayarak ya da aşırı düzeyde haber takip etmeyerek, bu süreçte ne yapmaları ya da nasıl davranmaları gerektiği konusunda çocuklarınıza örnek olun. Sizin bu zorlu yaşam olayıyla başarılı bir şekilde baş ettiğinizi görmek çocuklarınıza umut verir ve moral aşılar.

Çocuklar aileleri ve öğretmenlerinin tepkilerini izler ve öğrenirler. Sizin haberlere nasıl tepki verdiğiniz, diğer yetişkinlerle aranızdaki konuşmalar çocukların nasıl hissedeceği konusunda belirleyici olacaktır.

6- Emel Küçükoğlu sordu: Merhaba,
Oğlum 3.5 yaşında. İçinde bulunduğumuz durumu ona ne şekilde anlatabilirim? Her gün en az 3 saat dışarıda zaman geçiren bir çocuktu ve şu anda sadece balkona çıkarıyorum. Ama zaman zaman bir şeyleri bahane edip ağlıyor. Dışarı çıkmamamızla ilgili ne söyleyebilirim?

Merhaba Emel Hanım,

Küçük çocuklar bakteri, mikrop, virüs gibi görmedikleri canlıları anlamak ve anlamlandırmakta zorlanabilirler. Yaşadıkları olağanüstü durumla ilgili doğrudan konuşmasalar da düşünce ve duygularını, oyun oynayarak, hareket ederek, resim yaparak, öykü ve masal dinleyerek/anlatarak işler ve rahatlar. İçinde bulunduğumuz durumu oğlunuza anlatabilmeniz için yaş grubuna uygun bir şekilde nasıl anlatacağınız bir yazı, ‘’ Haydi şimdi Güvenli alanımızı yaratalım! ve ‘’Haydi şimdi Coronavirüs’ü çizelim!’’ etkinlikleri hazırladım.

Çocuklara Mektup Var!

Bugün hava çok güzel. İlkbahar geliyor. Güneş havayı ısıtıyor. Kuşlar neşeli, çiçekler heyecanlı, bulutlar pofuduk.

Sen de fark ettin mi? Sanki her zamankinden farklı bir şeyler var. Kimse dışarı çıkmıyor. Herkes evinde duruyor. Neler olduğunu anlamıyorsun. Her gün gittiğin gibi parka gitmek istiyorsun ama gidemiyorsun. Merak ediyorsun.

 Annen baban diyor ki:’’ Evde kalmalıyız’’ Şaşırıyorsun.

Ama neden?

Sanki içinde meraklı bir kuş var, hiç durmadan soru soruyor. Neden parka gidemiyorum? Neden diğer çocukları göremiyorum? Neden deniz kenarında kumla oynayamıyorum? Neden ormanda koşamıyorum?

 Annen, baban sakin bir şekilde anlatıyor.

 - ‘’Dışarıda bir mikrop var. Bir süre evde kalmamız gerekiyor’’

- Hep mi?

- Hayır, mikrop yok olanak kadar

- Ya yok olmazsa?

- Doktorlar ilaç bulmak için çalışıyor.

- Ya bulamazlarsa?

- Her zaman buldular.

- Bizim eve girer mi?

- Girse bile biz onunla nasıl başa çıkacağımızı biliyoruz.

- Nasıl?

- Ellerimizi yıkıyoruz, ellerimizi ağzımıza, yüzümüze sürmüyoruz ve çok iyi besleniyoruz, yiyeceklerimizi temizliyoruz.

 Soru sordukça rahatlıyorsun. Annen baban cevap verdikçe kendini güvende hissediyorsun. Konuşmak seni sakinleştiriyor. Karnındaki ağrı geçiyor. Mikroplar gittiğinde arkadaşlarının seni beklediğini göreceksin. Denizin, kumların, salıncakların ve kaydırakların seni çok özlediğini fark edeceksin.

Kuşlar dallarında, güneş gökyüzünde seni karşılayacak. Yine çok eğlenecek, koşmaktan ve oynamaktan yorgun düşeceksin.Şu anda evindesin. Evinde güvendesin.

Haydi şimdi Güvenli alanımızı yaratalım!

Zor zamanlar geçirdiğimizde iyi hissetmek için kendimizi en mutlu ve en güvende hissettiğimiz bir yerde hayal edebiliriz.

Çok mutlu olduğun bir an hayal etmek ister misin?

Şimdi arkana yaslan ve gözlerini kapat. Etrafta neler var? Ne hissediyorsun? Bedeninde neler oluyor? Nasıl sesler duyuyorsun? Ne kokusu alıyorsun?

Bu hayali sevdin mi? Adını güvenli alan koyalım mı?

Ne zaman kötü hissedersen kendini güvenli alanında hayal edebilirsin.

 Haydi şimdi de Coronavirüs’ü çizelim!

Amaç: Yaşadığı belirsizliği çocuk için daha belirgin, somut ve öngörülebilir hale getirebilmek. Bir nebze de olsun kontrol, güven ve güç duygusu hissetmesi konusunda destek olmak.

Ey Corona! Biraz kırmızı ruj, yeşil saçlar, mor bir şapka da koyduk mu … İşte tamam! Azıcık da bıyık mı istersin yoksa? Resmimi sen de istediğin şekilde çizebilirsin. Saçıma tokalar, gözüme gözlük, yamuk yamuk dişler, boynuma papyon ekleyebilirsin. Komik olmak güzel olabilir.

Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle, sevgiler.

 

 

 

Önceki makale Koronavirüs Günlerinde Çocuklar ve Kaygı
Sonraki makale Koronavirüs Hakkında Çocuğumuzla Nasıl Konuşabiliriz?